Türkçe Yazılar

Bu Laiklik, Sovyet Laikliği

[19 Mart 2008 tarihli Star gazetesinde yayınlandı] İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Yargıtay Başsavcısı'nın “astronomik derecede tuhaf” girişimi karşısında şaşırmış. Bunun neden Avrupa normlarına aykırı olduğunu da şöyle özetlemiş: “Biz, Avrupa'da dini inançlara saygı gösteririz. Dindar olmaları insanların kamu görevlerinden men edilmesini gerektirmez. Bu yapılırsa insan hakları ihlali olur.” Aslında İsveçli bakan, Türkiye'yi dışarıdan izleyen (yani Türk resmi ideolojisiyle beyni yıkanmamış olan) hemen herkesin kolaylıkla görebildiği bir problemi teşhis etmiş: Aslında “ideolojisiz devlet” ilkesinin bir parçası olması gereken laikliğin, Türkiye'de düpedüz din karşıtı bir ideoloji gibi yorumlanıyor olması. Sayın Başsavcı'nın uzun metrajlı bir Özdemir İnce makalesi niteliğindeki iddianamesine bakınca, kast ettiğim ideoloji açık seçik ortaya çıkıyor: AK Parti'ye atfedilen “suçlar”ın çoğu, bu partinin dindar mensuplarının bulundukları mevkilerde dindarlıklarını ifade etmelerinden ibaret. Örneğin Başbakan Erdoğan Sydney'de bir konuşma yapmış ve “Hepimizi yaratan mutlak yaratıcı Allah'tır. Ayrıma ne gerek var. O üst ortak paydada birleşip ele vereceğiz” demiş. Bazı Ak Partili belediye başkanları “Ramazan ayında cami cami dolaşarak imamlık yapıyor”muş. “Tarikat şeyhlerinin cenazelerine topluca katılmış”lar... “Çeşme açılışlarından, orman yangınlarına kadar her konuda dinsel motiflerle süslü demeçler verip genelgeler yayınlamış”lar... Eğer bu gibi şeyler Batılı laiklik standartlarına aykırı olsaydı, Amerikan başkanlarının hemen hepsinin bizdeki gibi külyutmaz savcılar tarafından alaşağı edilmesi gerekirdi. Görmüyor musunuz, Bush iki lafından birinde “God”, yani Allah diyor, sabahları mesaiye başlarken dua edip İncil okuduğunu bütün ülke biliyor. Bunların hiç biri laikliğe aykırı filan değil, çünkü Bush bunları yaparken Amerikan kanunlarını Kitab-ı Mukaddes'e dayandırmış olmuyor. Laiklik, dini hükümleri devlet eliyle dayatırsanız bozulur. Kamusal alanda dindarlık ise, İsveçli bakanın dediği gibi, insan hakkıdır. Aslında bizdeki despot laikliği özeti, daha önceden Ahmet Necdet Sezer'in ifade ettiği, Yargıtay Başsavcısı'nın da atıfta bulunduğu, “dinin bireylerin iç dünyasından çıkarak toplumsal bir güç olmasına izin verilemez” şeklindeki vecizede gizli. Oysa Anayasa'nın laikliği düzenleyen 24'üncü maddesi sadece “devletin düzeni”nin dine dayandırılamayacağını söylüyor. Toplumun dindarlığı devleti ne ilgilendirir ki?.. Ama bu beylerin ideolojisi, dinin mutlaka “önleyici baskı”yla zapt edilmesi gerektiğini, aksi halde mutlaka “Ortaçağ karanlığı”nın geleceğini söylüyor. Dine bu şekilde ideolojik bir alerjisi olan, ama bazı durumlarda da onu kullanmaktan çekinmeyen bir başka devlet daha vardı yakın zaman önce: Sovyetler Birliği!.. İlk yıllarındaki militan ateizm denemelerinden sonra kısmen yumuşayan Sovyet modeli, bizdeki laikçilerin gönlünden geçenden pek farklı değildi. Sovyet vatandaşları kendi iç dünyalarında bir dine inanabilir, cami ve kiliseler de açık kalabilirdi. (Bunu da yasaklayacak kadar ileri giden ve herkesi ateist olmaya zorlayan istisnai bir rejim, Arnavutluk'taki Enver Hoca diktasıdır.) Ancak Sovyet toplumunda dinin etkisine izin verilmez, hiç bir dini harekete, cemaate, tarikata imkan tanınmazdı. Dindar insanlar da Komünist Parti'ye kabul edilmez, yani devlete “sızamaz”dı. Kremlin'de de, elbette, “Allah” diyen bir kul bulunmazdı... Nasıl, tanıdık değil mi?.. Sovyetler'den en büyük farkımız şu: Orada tek iktidar vardı, bizde iki iktidar var: Halkın seçtiği iktidar demokratik laikliğe, Ankara'da oturup kendi kendini atayan iktidar da Sovyetik laikliğe inanıyor. Arada bir de halkın seçtiklerine darbe indiriyor. Bu Sovyetik iktidarın bir de “CHP” adlı bir siyasi kolu, Doğu Perinçek gibi “sivil” akıl hocaları var. Dahası kariyerine demokrat tarafta başlamış, sonradan “flaş transfer”le öteki tarafa geçmiş Süleyman Demirel gibi yıldızlarımız bile mevcut. İşte böyle “astronomik derecede tuhaf” bir ülke Türkiye... Tam demokrasiye geçmedikçe de iflah olması imkansız.
All for Joomla All for Webmasters