Türkçe Yazılar

Neden AK Parti?

Seçimler yaklaşıyor. Bazen dostlarım veya yazılarımı takip eden okurlar “kime oy vereceksin, sence kime vermek gerek” diye soruyorlar. Benim cevabım beş yıl önce neyse, yine o: AK Parti. Neden öyle olduğunu kısaca açıklayayım. Öncelikle geçtiğimiz beş yıl içinde AK Parti hükümetinin son derece başarılı olduğunu düşünüyorum. Zaten Türkiye'ye dışardan bakan - dolayısıyla ülke içindeki ideolojik bağnazlıklardan uzak olan - hemen herkes o kanıda. Dünya basını, AK Parti'nin özellikle ekonomi alanında gösterdiği performansı öven makalelerde dolu. Bu performansın henüz tüm topluma yansımadığı, örneğin işsizlik sorununa yeterince çözüm sağlamadığı doğru. Ama aynı büyüme ivmesinin korunmasıyla bu konularda da orta vadede büyük mesafeler alınabilir. Dahası AK Parti hükümeti - Türkiye içindeki “Cumhuriyetçi” koronun seslendirdiği iddianın aksine - gayet “modernleştirici” bir hükümet. Bizdeki “ilerici”ler toplumsal modernleşmenin ancak din-dışı bir kültür dokusu içinde sağlanabileceğini düşündükleri için, başörtüsü gibi semboller yüzünden alarma geçmiş vaziyetteler. Dahası “hürriyet” denince sadece “dinden özgürleşme”yi anlıyor, “din özgürlüğü”nü tanımıyorlar. Oysa yine dışardan bakan insanlar tabloyu çok farklı görüyor. Newsweek dergisinin ünlü köşe yazarı Fareed Zakaria Erdoğan kabinesinin “Türkiye tarihindeki en açık, modern ve liberal hükümet olduğunu” yazıyor. Berlin merkezli araştırma kuruluşu ESI (European Stability Initiative), yeni yayınlanan raporunda, AK Parti döneminde Türkiye'de kadın hakları konusunda dev adımlar atıldığını, ama ne yazık ki “Kemalist feministler”in bunları göz ardı ettiğini anlatıyor. Dış politikada da AK Parti hükümeti kanımca başarılı. AB sürecinde daha önce hiç bir hükümette görmediğimiz bir kararlılık ortaya koydular. Türkiye'yi hem Batı hem de Doğu dünyasıyla yakınlaştırdılar. Kıbrıs'ta Türkiye'yi dünya kamuoyunda ilk kez haklı konuma getirdiler. Kürt sorunu ve Kuzey Irak konusunda ülkedeki şahinlerin demir yumruklu siyaset taleplerine direnerek itidal ve diyalog yolunu aradılar. Bazıları AK Parti'yi yeterince milliyetçi ve “Türkçü” olmamakla, “ulusal menfaatleri” savunmamakla suçluyor. Kanımca AK Parti'nin Türkçü olmaması zaten bir eleştiri değil övgü sebebi. (Osmanlı mirasçısı çok-etnisiteli bir ülke olan Türkiye'de Türkçülüğün de Kürtçülük gibi bir “bölücülük” olduğunu pek çok yazımda belirttim.) AK Parti'nin Güneydoğu bölgesinde DTP karşısındaki tek önemli siyasi hareket olması, yani çok sayıda "Kürt oyu" alması, Erdoğan'ın partisinin Türkiye'nin bütünlüğü için büyük bir güvence olduğunu gösteriyor aslında. “Ulusal menfaatler” denen şeylere gelince, meseleyi biraz deşince bunların aslında “ulusalcıların menfaatleri” olduğu ortaya çıkıyor: kapalı bir ekonomi içinde sürdürülmek istenen rant gelirleri gibi... AK Parti'nin de hataları yok mu? Elbette var. Parti kadrolarında hala “Mili Görüşçü” düşünen ve davranan insanlar olduğu ortada. Ancak parti yönetimi bunu aşmak niyetinde ve gidişat da o yönde. Öte yandan bu hükümet döneminde kadrolaşma ve adam kayırma yaşandığı yönünde bir sürü şikayet var. Olabilir; ama bunların geçmiş hükümetler zamanında yaşananlardan daha fazla olduğunu sanmıyorum. Zaten AK Parti'ye yönelik hemen her eleştiri - örneğin parti içi demokrasi eksikliği - sadece bu partiye değil ne yazık ki Türk siyasetinin tümüne yöneltilebilecek tenkitler. Altını çizmem gereken bir diğer önemli gerçek ise AK Parti'nin alternatiflerinin pek umut vaad edici olmadığı. Bir tek DP iyi şeyler söylüyor gibi; ama barajı geçebileceklerini sanmıyorum. Muhtemelen barajı AK Parti'den başka bir de CHP ve MHP geçecek. Bu iki partinin kuracağı bir koalisyonunun ise, açık söyleyeyim, Türkiye için tam bir facia olacağını düşünüyorum. Bir önceki Ecevit-Bahçeli hükümetinde neler yaşadık, sanırım herkesin aklındadır. Ecevit'in yerine Baykal'ı koyarsak - ki birincisinde takdire değer vasıflar bulurdum hep, ikincisinde ne kadar uğraşırsam uğraşayım bir şey bulamıyorum - ne çıkar, düşünmek bile istemiyorum. Öylesi bir “ulusalcı cephe” hükümetinde Türkiye; hem dünyayla hem de kendi vatandaşlarının önemli bir bölümüyle kavgalı, içine kapalı, aşırı milliyetçi, militarist, fakirleşen ve otoriterleşen bir ülke haline gelebilir. Allah korusun...
All for Joomla All for Webmasters