Çok büyük siyasetçidir Atatürk. Önce Meclis'e seçim kararı aldırıyor. Sonra seçime katılacak adayları tek tek kendisi belirliyor. Ardından Vatana İhanet Kanunu'nu öyle değiştiriyor ki, kendisine karşı bir siyasi oluşum artık imkânsız oluyor. Çünkü Halk Fırkası'nın fikirlerine aykırı siyaset yapmak hainlik addediliyor ve tek parti sistemi böylece getirilmiş oluyor.Evet, “vatana ihanet” denen şey çoğu zaman aslında “Halk Fırkası”nın fikirlerine aykırı düşünmek ve davranmaktır. 80 yıl önce de öyleydi, bugün de öyle. Dolayısıyla Halk Fırkası'nın şimdiki genel başkanı Deniz Baykal sürpriz bir davranış sergilemiyor; gelenekleri izliyor. Oysa Türkiye, Halk Fırkası'nın hegemonyası öncesinde çok daha çoğulcu ve demokratik bir düzene sahipti. Emre Aköz buna da işaret ederek şöyle demiş:
Ayrıca bu Meclis'te 'ikinci grup' diye bir muhalif grup var. Bunlar Mustafa Kemal'in diktatör olmasından çok korkuyorlar. Çünkü sonuçta bunlar Osmanlı. Bunlar, Osmanlı'nın her şeyi tartışan, yarı demokrasi tecrübesi sayılan Meclis-i Mebusanı'nı biliyorlar. Yeni kurulacak cumhuriyetin tek adam diktatörlüğü olmasını istemiyorlar ve milli hâkimiyet prensibini savunuyorlar.İşte Türkiye'nin siyasi tarihi, aslında söz konusu “İkinci Grup” ile Halk Fırkası'nın arasındaki çekişmenin tarihidir büyük ölçüde. Birincisinin gücü sandıklardan, ikincisinin gücü silahlardan gelir. Birincisi hep seçimle iktidara gelmiştir, ötekisi askeri darbelerle. Günlük siyaseti izlerken, bu arka planı hep hatırda tutmak lazım...