Türkçe Yazılar

İsrail Militarizmine Lanet, Anti-Semitizme Reddiye

Çocuk katilleri işbaşındaÜç haftaya yaklaşan uzun bir aradan sonra yeniden "site başında"yım. İstatistikler, sitenin yine de yoğun bir trafikle işlediğini gösteriyor; bu sevindirici ilgiye teşekkür ediyorum. Şu günlerin en yakıcı konusu kuşkusuz İsrail'in Lübnan'da yürüttüğü haksız, acımasız ve insafsız saldırılar. Bine yakın sivilin ölümüne neden olan, iki yüzden fazla çocuk ve bebeği katleden, 900 binden fazla insanı yollara düşüren bu operasyonu lanetliyorum. İsrail'in Hizbullah'a karşı "operasyon hakkı" olup olmadığı tartışılabilir; ama sivillerin hayatını böylesine hiçe sayan bir saldırı, barbarlıktan başka bir şey değildir. İsrail, New York merkezli İnsan Hakları Gözlemi (Human Rights Watch) kurumunun açıkladığı gibi, açıkça "savaş suçu" işliyor. Buna göz yuman ABD ise, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Washington Post'taki sağduyulu makalesinde belirtildiği gibi, dünya kamuoyu nezdinde inandırıcılığını yitirmiş durumda. İşin daha da acı tarafı, İsrail'in bu acımasız militarizminin Filistin'de neredeyse 40 yıldır hüküm sürmekte oluşu. Üstte, şu günlerde Batı Şeria'da bulunan bir arkadaşımın (Selma Şevkli) orada çektiği bir fotoğraf var. Resimdeki İsrail askerinin yanında "Dikkat! Filistinli Anneler: Çocuklarınızı bu noktadan ileri geçirmeyin, ilerde çocuk katilleri var" diye yazıyor. Filistin halkı 1967 yılından bu yana bu psikolojiyle yaşıyor. "Radikal İslamcı terör"ün kaynağını merak edenler, Ortadoğu'daki bu derin yaraya, "tüm sorunların anası" niteliğindeki Filistin trajedisine dönüp bakmalılar. Ama İsrail'in tüm adaletsizlik ve haksızlıklarını kınarken, ona ve hele de Yahudilere karşı adaleti asla elden bırakmamak, İsrail militarizmi karşısında aksi yönde bir militarizme ve fanatizme kapılmamak gerek. Karşı çıkılması gereken İsrail'in var olma hakkı değil, işgal etme haksızlığı. Bu nedenle, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın ateşe körükle gitmek anlamına gelen ve dahası İsrail'e yeni saldırılar için gerekçe sunacak olan, "İsrail yok olmalı" demecini son derece yanlış buluyor ve kınıyorum. Öte yandan Türk basınında İsrail'e tepkiyi Yahudi düşmanlığına bulaştıran kalemler var ki, bunları da kınıyorum. Nuray Mert'in "İsyanın Ahlakı" başlıklı yazısındaki eleştiriler, bu açıdan çok isabetli. Her kelimesine katılıyorum. (Türkiye'deki İslami literatürde başta Tevrat olmak üzere Yahudi dininin kaynakları konusunda da bazı yanlış algılar ve haksız eleştiriler var, bunlara başka bir yazıda değineceğim.) Unutmayalım ki en büyük erdem, kendisine haksızlık yapılsa bile, haktan ve adaletten vazgeçmemektir. Müslümanlara yakışan bu olmalı. Müslümanların İsrail'e karşı füzeyle, tankla, tüfekle üstün gelmeleri mümkün gözükmüyor; ama ahlaken üstün gelebilirler ve uzun vadede önemli olan da budur zaten...
All for Joomla All for Webmasters