
“Genel anlamda, İslam'ın gelişi eski Arabistan'daki kadınların pozisyonunda dev bir gelişme sağladı. Onlara mülkiyet ve benzeri haklar verdiği gibi, kocalarının kötü muamelesine karşı da güvenlik kazandırdı... Ama, İslam'ın orijinal mesajı hızını yitirdiğinde veya daha önceden var olan yaklaşım ve geleneklerin etkisiyle modifiye edildiğinde, kadınların durumu yeniden zayıfladı ve kötüleşti.” (Lewis, The Middle East, 1995, s. 210)Hadis Operasyonu Lewis'in "İslam'ın orijinal mesajının geleneklerin etkisiyle modifiye edilmesi" diye tarif ettiği olgu, önemli. Ve bu "modifikasyon", Kuran dışı İslami kaynakların "tahrifi" boyutuna varmış durumda. Hirsi Ali'nin sözünü ettiği geleneklerin bazıları (örneğin "dişi sünneti) hiç bir İslami kaynakta yer almasa da, "erkek-egemen" bir zihniyet bazı hadislerde ve onlara dayalı din yorumlarında oldukça belirgin bir şekilde var. Müslüman akademisyen Hidayet Şefkatli Tuksal'ın Kadın Karşıtı Söylemin İslam Geleneğindeki İzdüşümleri adlı önemli kitabında ortaya konduğu gibi... İşte tam da bu nedenle, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nun geçtiğimiz hafta başlattığı ve basında yankı bulan "hadis operasyonu", çok yerinde bir adım. Operasyon, İslam peygamberine atfedilen, ancak Kuran'la çelişen ve dolayısıyla doğru olamayacak pek çok "kadın karşıtı" hadisi literatürden çıkarma amacını güdüyor. Diyanet, bu "feminist" adımla, Ayaan Hirsi Ali gibi İslam karşıtlarına da iyi bir cevap vermiş oluyor aslında. İslam dünyasında kadınları ikinci sınıf vatandaş konumuna getiren zihniyet ve geleneklerin, İslam'dan değil, onun karşı çıktığı, ama zamanla ona da bulaşmış geleneklerden kaynaklandığının iyi bir ifadesi bu. Tebrik ediyorum...