
Modern sentez (neo-Darwinist teori) önemli bir başarıdır. Ancak, 1970'lerden başlayarak, çok sayıda biyolog bunun açıklayıcı gücünü sorgulamaya başlamıştır. Genetik bilimi, mikro-evrimi açıklamak için yeterli bir araç olabilir, ama genetik bilgi üzerindeki mikro-evrimsel değişiklikler, bir sürüngeni bir memeliye çevirebilecek ya da bir balığı amfibiyene dönüştürecek türden değildir. Mikro-evrim, sadece uygunların hayatta kalması kavramına yardımcı olabilir, uygunların oluşumunu açıklayamaz. Goodwin'in 1995'te belirttiği gibi, "türlerin kökeni, yani Darwin'in problemi, çözümsüz kalmaya devam etmektedir." (1)Dolayısıyla aslında Darwinist teorinin belirli ölçüde "gözlemlenebilir" olması, teorinin yanlışlığını göstermeye yaramaktadır. Teori, canlı türlerini üreten doğal mekanizmalar olduğu iddiasındadır. Her ne kadar türlerin kökeni gözlemlenemez uzak geçmişte kalmış olsa bile, söz konusu doğal mekanizmaların var olup olmadığı, deney ve gözlem yöntemiyle incelenebilir. İncelendikçe de, canlılığın kompleks yapısını inşa edebilecek öyle mekanizmalar olmadığı görülmektedir. Akıllı Tasarım teorisi ise, zaten canlılığın doğal etkenler tarafından değil, "intelligent" ("akıllı" veya "bilinçli") etkenler tarafından var edildiğini savunur. Eldeki kanıtlar, bunu doğrulamaktadır. (Bu kanıtlara, yeni canlı tiplerinin hep aniden ve benzer ataları olmaksızın ortaya çıktıklarını gösteren fosil kayıtlarını da eklemek gerek.) Özetle: Canlıların geçmişte nasıl ortaya çıktıklarını gözlemleyemeyiz. Fakat gözlemleyebildiğimiz olgular, bu ortaya çıkışın, doğal değil bilinçli bir süreç sayesinde olduğunu gösteriyor. 1) Scott Gilbert, John Opitz, and Rudolf Raff, "Resynthesizing Evolutionary and Developmental Biology", Developmental Biology 173, Article No. 0032, 1996, p. 361