Türkiye, Ukrayna'da Yuşenko'yu Desteklemeli
[30 Kasım 2004 tarihli Referans gazetesinde yayınlandı]
Yuşenko, demokrasiyi ve serbest piyasa ekonomisini destekleyen, dolayısıyla Ukrayna'yı dünyayla daha iyi entegre edebilecek bir lider. Ülke içinde de daha fazla özgürlük ve serbestlik vaad ediyor. Bürokrasiye egemen olan Rus nüfuzunu kırmayı hedefliyor. Bu, kendilerini Rus baskısı altında hisseden Kırım'daki Müslüman Tatar Türkleri için da büyük bir fırsat.
21 Kasım günü Ukrayna Devlet Başkanlığı seçiminin sonuçları açıklandığında, aynı zamanda büyük bir siyasi krizin de startı verilmiş oldu. Seçimin Rus yanlısı ve sosyalist eğilimli Victor Yanukoviç tarafından kazanıldığı ilan edildi, ama Batı yanlısı ve demokrat aday Viktor Yuşenko'nun taraftarları, sandıklarda hile yapıldığını ileri sürdüler. Uluslararası gözlemciler de hile iddiasını doğruladı. Bu skandal, Yuşenko taraftarlarını sokaklara döktü. Eski 10 derecelik soğuklara rağmen günlerce protesto gösterileri düzenleyen, direnişlerinin sembolü olan turuncu renkli bayrak ve giysileriyle başkent Kiev'i bloke eden eylemcilerin direnişi sürüyor.
Öte yandan Yanukoviç'in taraftarları da sokaklara dökülmüş durumda. Aslında iki rakip Viktor, ülkenin farklı iki bölgesine egemen durumdalar. Ukrayna'nın Avrupa etkisine daha açık olan Batı kesimindeki çoğunluk, başkent Kiev'in sakinlerinin çoğu da dahil olmak üzere, Yuşenko'yu destekliyor. Ülkenin Rusya'ya daha yakın olan, Rusça'nın ve Rus kültürünün egemen olduğu Doğu bölgesinde ise Yanukoviç taraftarları ağır basıyor. Nitekim Kiev'de yüzbinler Yanukoviç aleyhine gösteri yaparken, onun eskiden valisi olduğu, Rusya sınırındaki Donetsk kentinde de yaklaşık 150 bin kişi, "Yanukoviç'e destek" yürüyüşü yaptı.
Sokaklarda durum bu, peki ama siyasi durum ne?
Aslında Yuşenko taraftarları, yürüttükleri ısrarlı protesto sayesinde, amaçlarına bir ölçüde ulaştılar. Geçtiğimiz hafta sonu Ukrayna parlamentosu bağlayıcı olmayan bir çağrıda bulunarak seçimlerin yenilenmesini istedi. Ardından, görevinin son günlerini yaşayan Devlet Başkanı Leonid Kuçma, gelecek ay yeni seçimler yapılacağını ilan etti. Oysa Kuçma da Rus yanlısı, ve görevini, kendi çizgisini sürdürecek olan Yanukoviç'e bırakmaya çok hevesliydi. Ancak tüm bu Rus yanlısı "merkezi oligarşi"nin elbirliği ile kotardığı seçim hileleri, amacına ulaşamamış durumda. Şimdi Ukrayna, gelecek ayki seçimi bekliyor.
Ukrayna Bölünecek mi?
Peki Ukrayna bundan sonra nereye doğru gidecek?
Fransız Le Monde gazetesi, yeni seçimlerin kriz içindeki ülke için tek çıkış yolu olduğunu savunuyor. Ancak bir sorun var. Rus gazetesi Komsomolskaya Pravda'nın da belirttiği gibi, hangi aday işbaşına gelirse gelsin, ülkenin kendisini hiç istemeyen öteki yarısını nasıl ikna edeceği belli değil. Nitekim İtalyan La Repubblica gazetesi ise, ülkedeki gerilimin çok yüksek olduğunu belirtiyor ve ne Yuşenko ne de Yanukoviç'in durumu kontrol altına alamayacağı öngörüsünde bulunuyor.
Kontrol altına alınamayan bir kamplaşmanın varacağı nokta ise, Ukrayna'nın bölünmesi.
Nitekim şimdiden, doğu Ukrayna'dan, Batı yanlısı Yuşenko'nun iktidara gelmesi durumunda ülkeyi bölme ve Rusya'yla birleşme tehditleri gelmeye başladı. Eğer önümüzdeki ay yapılacak seçimleri Yuşenko kazanırsa, bunun hayata geçmesi mümkün. Bu ise, ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyeceği için hiç tercih edilebilir bir senaryo değil. Uluslararası topluluğun, Türkiye de dahil olmak üzere, Ukrayna için bölünmesiz, ama demokratik bir çözüm bulması gerekiyor.
Neden Yuşenko Desteklenmeli?
Peki iki rakip adaydan hangisi desteklenmeli?
Cevabın Yuşenko olması gerektiğini gösteren pek çok neden var. Yuşenko, demokrasiyi ve serbest piyasa ekonomisini destekleyen, dolayısıyla Ukrayna'yı dünyayla daha iyi entegre edebilecek bir lider. Ülke içinde de daha fazla özgürlük ve serbestlik vaad ediyor. Bürokrasiye egemen olan Rus nüfuzunu kırmayı hedefliyor. Bu, kendilerini Rus baskısı altında hisseden Kırım'daki Müslüman Tatar Türkleri için da büyük bir fırsat. Zaten bu nedenle Tatarlar Yuşenko'yu destekliyorlar.
Yuşenko'ya karşı çıkanlar, onun ABD ve Avrupa'dan destek aldığını, yani "Batı'nın adamı" olduğunu söylüyorlar. Evet, bu doğru. Ancak rakibi Yanukoviç de "Rusya'nın adamı". Dahası, Rusya'daki en tutucu odaklarla aynı çizgide; sosyalist ekonomiye ve kapalı bir toplum yapısına inanıyor. Sovyetler döneminde KGB'ye "muhbirlik" yapmasıyla tanınan bir kişi Yanukoviç.
Bu tablo içinde Türkiye'nin Rusya dışındaki tüm uluslararası topluluk gibi Yuşenko'yu desteklemesi, hem Ukrayna'nın geleceği hem de aramızda önemli tarihsel, dini ve milli bağlar bulunan Kırım Tatarları'nın güvenlik ve huzuru açısından en doğru politika olacaktır. İdeal çözüm, Yuşenko'nun kazanacağı bir seçimin ardından, doğu Ukraynalıları mutlu edecek bir takım önemli reformların yapılması ve ülkenin birliğinin korunarak demokratikleştirilmesi.
İki Ayrı Ukrayna
2001 yılında yapılan nüfus sayımına göre, Ukrayna halkının % 78'i kendisini "Ukraynalı" olarak tanımlıyor. % 17'lik bir kısım ise Rus. İşte bu Ruslar'ın ezici çoğunluğu, Rus yanlısı aday Yanukoviç'e destek olan doğu bölgelerinde yaşıyorlar.
Ukrayna'nın doğusu ile batısını ayıran bir diğer olgu da din. Doğudaki Rus yoğunluklu bölgelerde, Moskova Patrikliği'ne bağlı olan Ortodoks kiliseler egemen. Ülkenin batı ve orta kesimlerinde, Kiev Patrikhanesi'ne bağlı olan, yani bir tür milli kilise niteliğindeki Ukrayna Ortodoks Kilisesi hakim. Öte yandan Vatikan'daki Papa'nın otoritesini kabul eden Ukrayna Katolik Kilisesi de giderek popülarite kazanıyor. 4.5 milyon Ukraynalı'nın bağlı olduğu hesaplanan bu Katolik akım da, yine ülkenin batısında ve orta kesimlerinde kök salıyor.
Öte yandan doğu ve batı Ukrayna, sosyo-ekonomik yönden de çok farklı. Ülkenin doğusunda önemli madenler, yer altı kaynakları ve ağır sanayi tesisleri var. Buna karşılık batıda tarım yaygın. Ülkenin yeni yükselen orta sınıfı ise batıda ve başta başkent Kiev olmak üzere orta bölgelerde yaşıyor.
Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra yaşanan ekonomik reformlar ve dışa açılma, orta ve batı Ukrayna için yararlı olurken, Sovyet tipi sanayiye sahip doğu bölgesine pek bir şey kazandırmadı. Aksine, doğudaki pek çok Ukrayna vatandaşı, ki bunların çoğu zaten etnik olarak da Rus, Sovyet günlerine özlem duyuyor ve Rusya'yla yeniden birleşmek istiyor. Öte yandan köhne ve son derece verimsiz kömür madenlerinde çalışan doğulu işçiler, bu madenlerin Yuşenko tarafından kapatılmasından endişe ediyorlar. Ancak İngiliz The Guardian gazetesinin yorumcusu Nick Paton Walsh'a göre, "Yuşenko'nun bunları gerçekten de kapatması lazım, rasyonalite bunu gerektiriyor."
Kırım Tatarları Da Yuşenko Yanlısı
Kırım'daki Müslüman Tatarlar, Sovyetler Birliği'nin eli kanlı diktatörü Stalin zamanında, 1944 yılında alınan bir kararla bir gecede yurtlarından sürülerek Orta Asya steplerine göçürülmüşlerdi. Stalin Tatarların yerine Rus nüfus yerleştirdi. Bu sürgün, Sovyetler Birliği'nin yıkılışına kadar da sürdü, 1989 yılında Kırım'daki Tatar nüfusu sadece % 2 kadardı. Ancak o zamandan bu yana dek 300 binden fazla Tatar, tarihsel yurtları olan Kırım'a döndü. Bölgedeki Rus hegemonyasını kırmak isteyen Ukrayna yönetimi de Tatarların geri dönüşünü destekledi. Bugün Tatarların nüfusu Kırım'ın % 10'undan fazla. Ancak çoğunluk hala Rusların elinde: Yarımadada % 60 Rus ve % 24 oranında Ukraynalı yaşıyor.
Ukrayna'ya Rus yanlısı bir yönetimin egemen olması da, Ukrayna'nın ikiye bölünüp doğusunun Rusya egemenliğine girmesi de, Tatarlar için kötü bir senaryo. Bu nedenle Kırım Tatarları baştan beridir Ukrayna'da demokratik ve Batı yanlısı bir yönetim kurulmasını destekliyorlar.
Tatar Meclisi'nin başkanı Mustafa Cemilyev, 1996 yılında Ukrayna'ya bağlı oldukları ve bağımsız Ukrayna fikrini desteklediklerini ilan etmişti. O zamandan bu yana da, Rus hegemonyası altında olmayan bir Ukrayna özlemi, Tatarlar tarafından paylaşılıyor.
Bugün de Tatarların arası Batı yanlısı Yuşenko ile iyi, Rus yanlısı Yanukoviç ile kötü. Tatarlar, uzun zamandan bu yana Kırım'a otonomi verilmesini talep ediyorlar. Yanukoviç Ekim ayı sonunda yaptığı bir açıklamada "bunun asla kabul edilemez olduğunu" belirtmişti. Oysa Yuşenko'nun liderliğini yaptığı "Ukraynamız" parti, Tatarların bu talebine sıcak yaklaşıyor. Zaten parti içinde de Kırım Tatarlarının "Meclis"inden üyeler var. Buradaki "meclis" kelimesi bir tercüme değil, Tatarlar kurdukları asambleye Türkçe "meclis" diyorlar. Tatarların daha geniş birliğinin ismi ise "Kurultay".