Bu arada Mustafa beyi takip ederim... benden daha sıkı bir takipçisi var ise lütfen bana İsrail, ABD ve Batı'yı eleştirebilen bir yazısı veya yazıları var ise link verebilir mi?Bunu okuyunca, “sahi, ben İsrail, ABD ve Batı'yı yeterince eleştirmiyor muyum” diye kendi kendime şöyle bir sordum. Önce zihinsel sonra da online arşivime şöyle bir baktım ve bu işi daha çok İngilizce yazılarımda yaptığımı fark ettim. Örneğin, madem link istenmiş, İsrail'in Gazze terörü sırasında yazdığım Sizden Niçin mi Nefret Ediyorlar? Gazze'ye Bakın, Yahudilik Adına Terörizm yahut “Kaçınılmaz Zayiat”ın Ahlakı adlı yazıları önerebilirim. İsviçre'deki minare yasağı üzerine yazdığım Aryan Irkçılığı İsviçre'ye Hakim yazısı da hakeza. (Hürriyet Daily News'ta yayınlanan bu yazıların başlıklarını Türkçe'ye çevirerek veriyorum.) Bakıyorum bu İngilizce yazılarda “karşı taraf”a epey sert girmişim. Buna karşın aynı olaylar sırasında yazdığım Türkçe yazılarda ise “tamam karşı taraf felaket, ama çuvaldızı kendimize de batıralım” tarzı şeyler söylemiştim. (Mesela bkz: Minaresiz İsviçre'den Alınası Dersler) Kısacası galiba Batı'ya hitap eden yazılarda Batı'yı görece olarak daha fazla yükleniyorum. Aslında belki bunun tam tersini yapmak belki her iki tarafta da daha makbul olabilir. Ancak aradığım tek şey makbuliyet değil. Aksine yapmak istediğim şeylerden biri, kime hitap ediyorsam onu yanlış gördüğüm noktalarda özeleştiriye davet etmek. Batı'yla ilgili sorunları özellikle Batı'ya yazdığım metinlerde, Türkiye ve Müslüman dünyayla ilgili sorunları da bu tarafa yazdığım metinlerde ifade etmek de daha faydalı gibi geliyor. Meselenin bir başka yönü de şu: İsrail'e, ABD'ye veya Batı'ya karşı çıkmak açısından Türkiye'de ve Müslüman dünyada bir “motivasyon eksikliği” olduğunu ve dolayısıyla benim de bu açığı kapatmak için bir çaba göstermem gerektiğini düşünmüyorum. Aksine, bu güçlere duyulan tepki ve öfke (son derece haklı çıkış noktalarına dayansa da) bence bazen aşırı noktalara varıyor, irrasyonel ve hatta haksız boyutlara tırmanıyor. Ben de bu tepkili söyleme katılmaktansa onu eleştirmeyi ve daha dengeli, “nüanslı” bir tutum geliştirmeyi tercih ediyorum. Bu durum bazılarına “bu Mustafa bey de ama Batıcı” gibi şeyler dedirtiyor olabilir. Buna karşılık İngilizce yazılarımın altına düşen pek çok yorum da “bu adam da amma İslamcı” şeklinde. Durum sırf böyle diye çok dengeli ve hakkaniyetli bir yorumcu olduğumu iddia edemem kuşkusuz. Ama öyle olmaya gayret ettiğimi umuyorum. Eleştiri ve hatta nasihatlara da her zaman açık olduğumu belirtmek isterim.
Batı'yı Da Yeterince Eleştiriyor Muyum?
[Belki bu biraz fazla kişisel bir “entry” olacak, ama olsun. Kendi tarihime bir “not düşmek” istedim.]
Derin Düşüce sitesi, sağolsun, bazı yazılarımı yayınlıyor. En son Mardin Fetvası ve Müslüman Ulusalcılık başlıklı yazımı da kullanmış. Bu yazıya gelen eleştirel yorumlardan biri ise dikkatimi ve ilgimi çekti. Sayın yorumcu “Mustafa beyin hep bir tarafa yüklenen yazılarını okuyunca çok rahatsız oluyorum” demiş. Sonra da şöyle sormuş: