Hücrenin Dünyasına Yolculuk
Akıllı Tasarım (AT) teorisinin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli bilimsel buluş, canlı hücresinin yapısıdır. Ne Darwin ne de 1940'larda onun teorisini güncelleyen neo-Darwinistler, hücrenin yapısı hakkında kayda değer bir bilgiye sahiptiler. Bu nedenle, yaşamın fizik ve kimya kanunlarının bir ürünü olarak "kendiliğinden" kolayca ortaya çıkabileceğini, bir "tasarım" gerekmediğini varsaymışlardı.
Hücre, 20. yüzyılın ikinci yarısında açıldı. DNA'nın yapısı 1953'te çözüldü. Hücrenin içindeki "moleküler makinalar" 60'larda ve 70'lerde keşfedildi. Ortaya çıkan tablo, AT teorisinin öncülerinden sayılan Yeni Zelanda'lı moleküler biyolog Michael Denton'un ifadesiyle, "insanoğlunun sahip olduğu tüm teknolojik yapılardan daha ileri bir teknoloji"ydi.
AT teorisyenleri hücrenin söz konusu kompleksliğini sıkça dile getiriyorlar, ben de yazı ve konuşmalarımda belirtiyorum. Bu kompleksliği görebilmek için herhangi bir moleküler biyoloji kitabını okumak iyi bir başlangıç olabilir. Ancak "bir resim bin kelimeye bedeldir" ve resimden de daha iyisi hareketli görüntüdür. Bu sitede işte tam böylesi bir görüntü, harika bir bilgisayar animasyonu var. Bir hücrenin içindeki kompleks mekanizmalardan bazılarını gösteren bu 8 dakikalık film, gözle göremediğimiz dünyada neler yaşandığına dair iyi bir izlenim veriyor. Ve unutmayın, bu filmde gördüğünüz işlemlerin benzerleri, vücudunuzdaki trilyonlarca hücrede her saniye gerçekleşiyor.