Türkçe Yazılar

Tevrat ve Şiddet

Daha önceki bir kaç yazımda, İsrail terörü karşısında Tevrat'ı suçlamanın, bunun Tevrat'ın doğrudan bir sonucu olduğunu ileri sürmenin yanlış olduğunu belirtmiştim. Ali Bulaç'ın bugünkü yazısında bu konuda önemli bazı bilgiler var. Öncelikle, Türkiye hahambaşısı İzak Haleva'nın şu açıklaması önemli:
Tevrat'ta; “...Düşmanlarınızın karılarını ve çocuklarını öldürebilirsiniz.” şeklinde açık bir ifadenin bulunmadığını kaydetmek isteriz. Eskiden beri birtakım zorlama ve iyi niyetten yoksun yorumlarla bu anlama getirilme gayretleri gösterilen, Tesniye 20:10'daki ifadenin dikkatle okunması, İlahi buyruğun barışa razı olmayan ve tek tanrılı dine bağlı bulunmayan kavimlerin erkeklerini kapsadığını ve kadınlarıyla çocuklarını masun tuttuğunu tespite yeterli olacaktır. Kaldı ki yaklaşık 34 asır önceki uluslaşma ve devletleşme sürecinin anlatıldığı bazı bölümlerdeki olguların günümüz koşullarında değerlendirilmesi ve uygulanması mümkün de değildir, doğru da değildir. Esasen “On Emir” olarak kuramsallaştığı bilinen en güçlü Tanrı buyrukları arasındaki “Öldürmeyeceksin” emri, Musevi yaşam biçiminin temeli niteliğindedir. Bugünlerde İsrail'de bazı hahamların “...Düşmanlarınızın karılarını ve çocuklarını öldürmek caizdir” şeklinde bir fetva verdiklerine ilişkin haberin doğru olabileceğine ihtimal dahi vermek istemediğimizi burada açıkça ifade etmeyi yararlı görüyoruz. Kaldı ki; çağımızda tüm Musevi inançlıları şamil herhangi bir fetva mercii bulunmadığı gibi, kanaatimizce böylesi bir fetvayı vermek de böylesi bir fetvaya uymak da hiçbir Musevi inançlısının haddi değildir. Ulu Tanrı'ya biz insanlara aklıselim bağışlayacağı zamanın çok uzaklarda olmaması için yakarıyoruz.”
Peki ama Tevrat'ta sivillere yönelik şiddet emreden pasajlar var mı? Var. Fakat bu konuda Yahudiler farklı yorumları yapıyorlar. Bunu görmek lazım. Sayın Bulaç, Kerim Balcı'nın Aksiyon'da yayınlanan önemli araştırmasına atıfta bulunarak, şöyle yazmış:
Kerim Balcı, sivillerin katlini öngören hükümlerin (Tesniye, 20:10-14, 17-19; Yeremya, 51:20-23; l.Samuel, 15:3) tarihsel olduğunu düşünen haham ve bilginlerin olduğunu söylüyor. Mesela Brandeis Üniversitesi'nden Prof. Reuven Kimelman “Kenanlı kavimlere yönelik savaşların ve bu savaşlar hakkında Eski Ahit'te kaydedilmiş olan bütün vahşi, yok edici ifadelerin tarihsel olduğunu ve bunların klasik dönemin bütün hahamlarınca tekrarlanmayacak emirler olarak kabul edildiğini” kaydediyor. M.S. 100 yıllarında yaşayan Yuşa bin Hananya, “Yok edilmeleri emredilen 7 milletin artık bulunmadıklarını, dolayısıyla bu emrin geçerliliğini yitirdiğini” söylüyor.
Ama öte yandan Müslüman Arapları Tevrat'ta yok edilmeleri gereken Amaleklere benzeten fanatik Yahudiler de var. Bugün El Kaide ideologlarının "sivil Amerikalı ve Yahudileri öldürmek hakkımızdır" diye fetva üretirken yaptıkları gibi... Burada önemli olan, kanımca, İslam dünyasının tek parça olmayışı gibi, Yahudi (veya Batı) dünyasının da tek parça olmadığını görmek. Bunu görmez isek, barışı sağlayabilecek köprülerin hepsi yıkılır, geriye sadece karşılıklı nefret kalır. Ve bu yolla tırmanacak "medeniyetler çatışması", Müslümanlarla birlikte tüm dünyaya sadece zarar verir.
All for Joomla All for Webmasters