Heyettekiler, Amerika'nın Ortadoğu politikasını, süren trajedi karşısındaki yönetimin tutumunu hiçbir şekilde onaylamadıklarını açıklıkla belirttiler, üzüntülerini açıkça belli ettiler... Anlaşılan şu ki, Amerikan halkı ve çok sayıda çevre, giderek gelişmelerden kaygı duymaya; bugünkü George W. Bush yönetiminin hangi “rasyonalite” veya “ahlaki gerekçe”ye dayanarak bunca katliama ve trajediye onay verdiğini; İsrail'e verilen kayıtsız-şartsız desteğin ne anlama geldiğini sormaya başlıyor. Bugünkü Amerikan yönetimini elinde bulunduran neo-conlar ile güçlü Yahudi lobisinin Amerikan dış politikasını bir tür “rehin aldıkları” yönünde kuvvetli bir kanaat var; bunun Amerika'ya, dünyaya ve aklı başında olan herkesin kolayca kestirebildiği üzere “bizzat Yahudiler”e büyük bir zararı olacak... Daha bundan iki ay önce General George W. Casy, önümüzdeki sene ABD'nin Irak'taki askerî varlığını azaltacağını söylüyordu. Geçen hafta da Irak'ta ABD'nin en üst düzeydeki yetkilileri, gelişmelerin kontrolden çıktığını ve Irak'ın derin bir iç savaşın içine sürüklendiğini söylüyor. Apaçık olan şu ki, Amerika, Irak'ta başarısızlığa uğradı ve artık buradan çıkmanın yollarını arıyor. İsrail, büyük bir panik içinde ABD'nin bölgeden çıkmasına engel olmaya çalışıyor, bunun için de Suriye ve İran'a da saldırması için emrivakilere başvuruyor. Ama bu, Amerika'yı çok daha büyük bir bataklığın içine çekmekten başka bir işe yaramayacak; bunu gören Amerikalılar var.Söz konusu "aklı başında" Amerikalılar ile diyalogta olmak, onları ötekilere karşı destekleyecek bir söylem ortaya koymak, beyhude bir "appeasement" (yumuşatma stratejisi) midir, yoksa Ortadoğulu Müslümanların yaşadığı felaketlerin önünü alabilmek için denemeye değer bir çözüm şansı mıdır? Öfkemiz bizi genellikle birinci seçeneği kabul etmeye götürüyor. Buradan çıkacak tek sonuç ise "sonuna kadar savaş"tır. Oysa karşı tarafın askeri gücü göz önünde bulundurulduğunda, bunun en çok Müslümanları vuracağı, zaten de hep öyle olageldiği ortada.
Amerika'nın İki Yüzü
Ali Bulaç'ın bugünkü Zaman'da yer alan "Amerika ve Yönetimi" başlıklı yazısı kayda değer. Sayın Bulaç, ABD'den Türkiye'ye gelen "üst düzey emekli bürokratlar, halen yerel yönetimde etkili önemli zatlar ve elbette 'diyalog'dan henüz ümidini kesmemiş samimi Hıristiyanlar" ile yaptığı bir görüşmeden söz etmiş ve şu yorumları yapmış: