Dr. Behe sonuçları "önemsiz" diye yorumladı. Reseptörlerin ara geçiş aşamasındaki mutasyonlarla organizmaya zararlı olup olmayacaklarını merak ettiğini belirtti. Ve iki parçalı hormon-reseptör çiftinin indirgenemez kompleks sayılabilmek için çok basit olduğunu, bir sistemin onun indirgenemez kompleks tanımına uyması için en az üç parçaya sahip olması ve özel bir fonksiyon yürütmesi gerektiğini belirtti. Dr. Thorn'un gösterdiği, Dr. Behe'ye göre, evrimsel süreçlerin meydana getirebileceği küçük dalgalı değişimler kategorisine giriyor. Behe "eğer bu çalışıyor olsa bile, ki öyle olduğunu göstermiş değiller, bununla bir sorunum olmazdı" diyor, "bu çalışma pek bir şey göstermiyor."Behe haklı. Akıllı Tasarım teorisi, bakteri kamçısı gibi 40 kadar karmaşık proteinden oluşan biyokimyasal makinaların kökeni üzerinde duruyor. İki parçalı bir hormon-reseptör sistemiyle ilgili bir tezin, "Akıllı Tasarım'da köklü bir hata bulunduğunu" göstermesi imkansız. Aslında bu bulgunun gösterdiği en önemli şey, Darwinistik evrim teorisinin moleküler düzeyde ne kadar zor durumda olduğu. Yaşamı mümkün kılan kompleks biyokimyasal sistemlerin, 30-40 parçalı "moleküler makinaların" kökenine dair bugüne kadar hiç bir Darwinistik açıklama getirilmediği için, iki parçalı basit bir sistemin kökeni hakkındaki bir öngörü, manşetlere taşınıyor. Hatta bazıları bunu "evrim teorisinin ispatı" sayacak kadar heyecanlanıyor. Baştan Verilmiş Bir Karar Tüm bu heyecanın ve ateşli çıkışların temelinde ise, meseleye bilimsel bir objektiflikle değil, bağnaz bir inanmışlıkla bakılması var. Araştırmayı yürüten Joseph W. Thornton'un New York Times'ın haberinde yer alan şu cümleleri bu açıdan dikkat çekici: "
Bu sistemin moleküler düzeyde nasıl evrildiğini anlamak istedik. Bu sistemin evrilip evrilmediği konusunda bilimsel bir tartışma yok. Bilim adamları için soru, nasıl evrildiği. Ve çalışmamız da bunu gösterdi.Thornton'un iddiası gerçeği yansıtmıyor, çünkü bilim adamları arasında gerçekten Darwinist bir evrim yaşanmış olup olmadığı konusunda bir "tartışma" var. Bu evrim senaryosuna kuşkuyla yaklaştıklarını açıklayan 500'ün üzerinde bilim adamının deklerasyonu ortada. Ama yine de Thorn'un sözü önemli, çünkü Darwinizm'in temel önkabulunu ifade ediyor: Darwinist bilim adamları, canlıların rastlantısal bir evrim sürecinin ürünü olduğuna ilk baştan inanıyor, sonra da buna uygun kanıt arama işine girişiyorlar. "Bir kısım medya mensupları" ise, aynı inanca körü körüne sahip oldukları için, Darwinizm'in lehinde gibi gördükleri her gelişmeyi abartarak afişe ediyorlar. Bugünkü Hürriyet'teki "Evrim teorisi moleküler düzeyde ispatlandı" başlığının hikayesi, işte bu...