'Muhalefet'in Üslubu Ve Düzeyi Üzerine
Yazılarıma destekleyici yorumlar kadar itirazlar da alıyorum ve bu çok normal. Ancak bu itirazların bir kısmı çok ilginç: Bu tür itirazların sahipleri ortaya koyduğum görüşlere karşı aksi yönde argümanlar getirmek yerine, sadece öfke dolu protestolar yağdırıyorlar...
Örneğin "Büyüklere Masallar (I): 'Araplar Osmanlı'ya İhanet Etti'" başlıklı yazım üzerine, "Türk milletinin milli duygularını yalanlarla dolanlarla zayıflatma çabalarıyla hiç kimse bu milletin kalbinden ve beyninden söküp atmaya gücü yetmez" diye başlayan yorumlar geldi.* Onaylamadığım diğer bazı yorumlarda "Arap yalakalığı" gibi çirkin suçlamalar da var. Daha önceki yazılarımda da benzer tepkilerle karşılaşmıştım.
Burada şaşırtıcı olan şu: Bu tepkileri veren muhalif okurlar - ki onlar gibi düşünen daha pek çok insan var, yani birer "örnek vaka" sayılırlar - ele alınan meselenin olgusal yönüyle hiç ama hiç ilgili değiller. Örneğin Arapların gerçekten de bir bütün olarak Osmanlı'ya ihanet edip etmediğini hiç bir şekilde sorgulamıyorlar. Meselenin böyle olmadığını gösteren tarihsel verilerle, alıntılarla, akademik kaynaklarla karşılaşıyorlar; ama hiç bir şey fark etmiyor. Onların dünya görüşüne göre, Arapların hain olmuş olması gerekiyor. O kadar... Bundan farklı bir gerçeklik mümkün değil. Aksini söyleyenler ise mutlaka hain, "gerici", "şeriatçı" veya "satılmış" ve kirli emeller peşindeler. Bu da, yine, sorgulamaksızın inandıkları bir dogma.
Oysa birisi bana "senin savunduğun görüş şu yüzden yanlış" diye bir argüman sunsa, "öyle mi, bir bakalım" der, dinlerim. Sözünü ettiğim türde öfkeli muhalif okurlarda ise, dinlemek ve dinlediğini anlayıp ona göre kendini sorgulamak gibi bir eğilim yok.
Bu durum bana çok enteresan geliyor ve nedenini bir süredir düşünüyorum. Belki de sebep, sözkonusu okurların inandıkları felsefi ve siyasi -izm'lerin, ancak olgularla yüzleşmemek ve bunları dile getirenlere karşı köpürmek sayesinde ayakta kalabiliyor olmasıdır. Yani bu şizofrenik alarm psikolojisi olmasa, zaten geriye başka bir dayanak kalmayacak olabilir. Dolayısıyla belki de onlardan bu psikolojiden vazgeçmelerini istemekle, haksızlık etmiş oluyoruz. O yüzden kendilerini fazla zorlamayacak, sadece olguları ele almaya devam edeceğim. İlgilenenler için...
* Anlatım bozukluğu yorumun orjinalinde vardır.