Umarım Sn. Akyol bu mesajı farkeder, ve vurguyla saptamak istediğim bir hususu dikkatine sunmuş olurum. Sitede çok çeşitli başlık ve makalelerin yorumlarını okumaktayım. Akıllı Tasarım ifadesindeki akıllı kelimesi bizim kültürümüzde ilk çağrıştırdığı anlam, görüyorum ki teorinin algılanmasında bir yanılsamaya yol açıyor. Öyle ki bu kelimeyle yapılan, yanlış algıda seçicilik teorinin daha ilk adımda yanlış anlaşılmasına ve karşıdaki kişide buna bağlı refleksif bir öntutum oluşmasına yol açıyor. Akıllı kelimesini duyan bazı insanlar, hiç akıllı bir tasarımcı bunu yaparmıydı, şunu yaparmıydı diye soruyor birileride buna sayfalarca izahat üretiyor. Ancak, benim vurgulamak istediğim teorinin MOTORU olan "Akıllı" kelimesinin esas manası, raslantısalcılığın bir karşı anlamı olarak İRADE anlamı yüklenerek kullanılmasıdır. İngilizcedeki intelligent kelimesi, batı kültürlerde bizden farklı olarak birşeyin arkasında bir irade, bir progamlama, bir denetim, bir yönetim olduğu durumlarda da kullanılır. Bizde halk dilindeki "akıllı" kelimesinin dimağımızda çağrıştırdığı ilk anlam, son anlamdır ve bu anlam sadece "akıllı adam bunu yapar mı?" cümlesindeki anlamı gibidir. İşbu konuda, Sn. Akyol'un özel izahat girmesinin çoğu durumda gerekli olduğunu düşünüyorum. İngilizce metinlerde bu kelimenin anlamına dair özel söz söylemeye pek gerek kalmıyor, çünkü yerleşen edebi konuşma dilinde zaten bu kelime doğru anlamında algılanıyor; ancak sanırım bizim popüler konuşma dilimizde bu durum gözden kaçıyor. Bilinçli veya bilinçsiz bir çarpıtma ile, "tasarlanan" dan ziyade "tasarlayan" üzerinde yoğunlaşılıyor. Oysa bu teori, "tasarlayanla" o kadar da ilgili ve kaygılı değil. Aslında bu nokta kilit: "tasarımda" irade varsa, ne yaptığını ne ettiğini bilmek vardır. Tasarımı, akıllı kılan budur. (Tasarlayan demiyorum!) Tasarımda, gelişigüzellik, amaçsızlık, sebepsizlik varsa ortaya çıkan ürüne tasarım denmez! Belki "kaza" denebilir. Saygımlarımla,
'Kusurlu Tasarım' İtirazları Hakkında İkinci Bir Hatırlatma
Siteye eklenen yorumlarda, Akıllı Tasarım teorisine eleştirel (hatta kimi zaman tepkili) yaklaşan bazı okurlar, ısrarla "kusurlu tasarım" argümanını öne sürmeye devam ediyorlar. Oysa daha önceki "Kusurlu Tasarım Argümanının Cevaplanması" başlıklı makalede, bu argümanın neden geçersiz olduğunu bir kaç ayrı yönden anlatmıştım. Ne Tasarım Teorisi'nin ne de İlahi dinlerin, canlıların, kusursuz olmaları gerektiği gibi bir iddiası yoktur. Böyle bir iddia varmış veya olması gerekirmiş gibi ısrarla "kusurlu tasarım" üzerinde durmak, eleştirilerin objektiflikten uzak olduğunu gösteriyor.
Öte yandan sağduyulu bir okur, meselenin bir diğer yönüne dikkat çekmiş. Kendisine teşekkürlerle birlikte, getirdiği önemli yorumu aşağıya ekliyorum: