Yıl 2040, Yer Kürdistan
[7 Ekim 2009 tarihli Star gazetesinde yayınlandı]
KRT (Kürt Radyo ve Televizyonu) 19.30 Ana Haber Bülteni:
- Sayın seyirciler, bugün Ulusal Şef tarafından Botan Cumhuriyet Parkı'nda yapılan açıklamada Kürt Ulusal Devrimi'nin kazanımları tüm ulusa hatırlatıldı. Emperyalizme karşı verilen çetin bir savaşımdan sonra elde edilen bağımsızlığın her Kürt için en kutsal değer olduğunun altını çizen Ulusal Şef, on yıl önce kaybettiğimiz Yüce Önderlik'in ilkelerinin önemini de bir kez daha vurguladı.
Ancak Kürdistan'ı karanlıklardan aydınlığa çıkarma mücadelesinin henüz yeni başladığını, gerekirse bin yıl daha süreceğini belirten Ulusal Şef şöyle dedi:
“Tarihin en eski ve uygar ulusu olan, matematiği ve tekerleği icad eden, başka herkesten önce çömlek yapan Kürtlerin bu medeni vasfı, ne yazık ki bin yıl önce kendilerine zorla unutturulmuştur. Önce Arap sonra da Türk emperyalizmi altına giren halkımız, hem öz benliğinden uzaklaştırılmış, hem de kasten geri bıraktırılarak fakirliğe mahkum edilmiştir.”
Bu makûs talihi yenmek için başlayan Kürt Ulusal Devrimi'nin azimle yoluna devam ettiğini belirten Ulusal Şef, çok partili düzen isteyenlerin gaflet içinde olduklarını söyledi. Kürdistan'ın dört bir yanının düşmanlarla çevrildiğini, eski emperyalist döneme özlem duyan Türk işbirlikçilerinin ve kafaları örümcek ağları ile sarılmış gericilerin ise pusuda beklediğini anlatan Ulusal Şef, “demokrasi elbette nihai hedefimizdir, ancak devrimi başlatan önce onu tamamlayacaktır” dedi.
Ulusal Şef, sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında Kürt halkını toprak ağalarının boyunduruğundan kurtarmak için üç yıl önce başlatılan ulusal kollektivizasyon programındaki sevindirici gelişmelere de değindi. “Bu kan içici yarasa sınıfı artık tarihe karışmaktadır” müjdesini verirken, devletleştirilen toprakların sadece Kürdistan Halk Partisi üyelerine dağıtıldığı yönündeki asılsız söylentilerin de hain dimağların ürünü olduğunu belirtti.
Sayın seyirciler, gündemdeki diğer bazı haber başlıkları şöyle:
- Amed pazarında “Vatandaş Kürtçe Konuş” kanuna muhalefet ettikleri tespit edilen üç kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kendilerini Türk zanneden bu gafillerin öz be öz Kürt olduğunu, Yeniden Biliçlendirme Programı çerçevesinde eğitim kamplarına gönderileceklerini açıkladı.
- İrticaya karşı yürütülen operasyonlarda iki ayrı grup, kullandıkları yasadışı dinci yayınlar, Arapça yazılı tabelalar, tesbihler, bilgisayarlar ve iPhone 8G telefonlar ile birlikte tutuklandı. Arap ve Türk mollaların kitaplarını okuyup çoğaltarak ümmetçi propaganda yürüttükleri tespit edilen mürtecilerin, devrim kanunlarına muhalefetten Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanması bekleniyor.
Sayın seyirciler, aldığımız bir son dakika gelişmesini aktarıyoruz. Ararat dağı civarında bir grup Türk işbirlikçisi eşkıyanın başlattığı isyana yeni bir darbe daha indirildi. Kürd'ün demir kartalları asileri bomba yağmuruna tutarken, bazı şakilerin de Zilan deresinde sıkıştırıldığı bilgileri geliyor...
(NOT: Gelecek elbette bugünden bilinmez. Yukarıdaki “kara senaryo” da, George Orwell'in “Hayvan Çiftliği” gibi, biraz karikatürizedir. Ancak gerçekleşmesi hiç de ihtimal dışı değildir. Kürt milliyetçilerinin kapıldığı ideolojik hastalıklardan böyle despot bir devlet pekâlâ çıkar.
İşbu sebeple, bugünkü “Kürt açılımı”nın başarıya ulaşması, hem Türkiye genelinin hem de Kürtler'in hayrınadır. Kürtler'in selameti, “Türkler”den değil, despotizmden kurtulmaktadır.
Ha, eğer böyle bir devlet kurulursa, bunun sorumlusu da sadece “Kürt devrimcileri” değil, aynı zamanda Kürtleri Türkiye'den soğutmak için her yolu deneyen ve her açılımı baltalayan Türkçüler olacaktır. Baykal, Bahçeli ve daha niceleri gibi...)