Türkçe Yazılar

Laik Devlette İçki Ve Pornografi

[11 Ağustos 2008 tarihli Star gazetesinde yayınlandı] AK Parti Genel Başkanvekili Edibe Sözen'in hazırladığı Gençleri Koruma Kanunu teklifinin kanımca hem doğru, hem yanlış unsurları var. Doğru unsurlar, 18 yaşından küçüklerin içki ve pornografiden korunmasına yönelik olanları. Bizim “laikçi” medyamız bu konulardaki yasak ve sınırlamaların sadece “şeriat devletleri”nde olduğunu sanıyor gibi. Oysa Batı'da da benzer uygulamalar vardır. Özellikle de ABD'deki standartlar, Türkiye'deki mevcut durumdan çok daha “sıkı”dır. Özgürlükler ülkesi Amerika'da içki özgürlüğü 21 yaşında başlar. Çoğu eyalette bu yaşın altındakilerin içki içmesi yasaktır ve onlara içki satanlara ağır cezalar verilir. Amerika'daki alkollü mekanlara gidenler görmüştür: kapıdaki görevli sizden mutlaka kimlik ister ve doğum tarihinize bakar. Bazı barların kapısında ise 21 yaşın üstündekilerin eline bir damga vurulur ve içeride sadece onlar içki satın alabilir. Türkiye'de ise 14-15 yaşında gençlerin zil-zurna sarhoş olması hem mümkün hem de “normal”. Amerika, müstehcenlik konusunda da Türkiye'den çok daha sıkıdır. Bizde sinemalarda her yaşa rahatça gösterilen, hatta televizyonlarda kesintisiz yayınlanan pek çok Amerikan filmi, kendi ülkesinde 17 yaşından küçüklere yasaktır. Zaten her film yayınlanırken, içerebileceği şiddet ve cinsellik oranına göre, G (Genel İzleyici), PG-13 (13 Yaş Altına Aile Kontrolü), NC-17 (17 Yaş Altındakilere Yasak) gibi kategorilere ayrılır ve bu kurallar sinema salonlarında tavizsiz uygulanır. Türk sinema endüstrisinin her yaştan erkeklere pornografi sunmak için ürettiği “Üç Film Birden” yayınlayan sinemalar, ABD'de hayal bile edilemez. (Yeri gelmişken; ABD'de, Nevada eyaleti dışında, fuhuş da yasaktır ve resmi izinle çalışan genelevi yoktur.) Bu gibi örneklere baktığımızda, reşit olmayan gençleri içki, diğer zararlı alışkanlıklar ve pornografiden korumak için kanuni düzenlemeler yapmanın, özgürlük ve demokrasiye aykırı olmadığını, aksine özgür ve demokratik bir toplumu ayakta tutan ahlaki değerlerin bir yansıması olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bu düzenlemelerin “nasıl”ı çok önemli. Sayın Sözen'in hazırladığı kanun teklifindeki kısıtlayıcı tedbirlerin bazıları ise bence pek yerinde değil. Örneğin 18 yaşından küçüklerin internet kafelere girmesinin yasaklanması öngörülüyor. Bu, pornografi endişesiyle tüm interneti yasaklamak anlamına geliyor ki, yanlıştır. Yapılması gereken, bu kafelerdeki internet hizmetinin “temiz” olmasını sağlayacak düzenlemeler getirmek. Aynı teklifte yer alan “Pornografik yayın satan bayilerin tüketicinin TC kimlik numarasını ve imzasını alması” önerisi ise, bence en sorunlu olanı. Eğer kasıt 18 yaşından küçüklerin pornografik yayınları satın alması ise, bunun zaten yasak olması gerek. Eğer kasıt 18 yaşından büyükler ise, onların neyi aldığına da devletin karışmaması lazım. Liberal bir devlet, reşit olan vatandaşlarının yaşam biçimlerini denetleyemez. Sayın Sözen'in bu meseleyi baştan değerlendirmesini umuyorum. Kısacası teklifi topluca mahkum etmek yerine (ki son günlerde medyada öyle bir hava var), teklifin içerdiği unsurları tek tek değerlendirip yorumlamak ve eleştirmek gerek. Peki aynı teklifte yer alan ve yine “laikçi” medyanın hışmıyla karşılaşan “okullarda ibadethane açılması” fikri? Onu da Çarşamba günkü yazıma bırakıyorum.
All for Joomla All for Webmasters