'İslamofaşist' Yaygarası Nereden Çıktı?
[20 Mart 2006 tarihli Referans gazetesinde yayınlandı]
Geçen hafta Washington Times gazetesinde yayımlanan "Türkiye'de İslamofaşist bir darbe mi geliyor?" temalı yazı, haliyle, Türkiye'de ses getirdi. Referans gazetesi de bu yazıyı tercüme ederek sütunlarına taşıdı. Frank J. Gaffney imzalı yazıda, AKP iktidarının Türkiye'yi bir "İslami darbe"ye doğru götürdüğü, Orgeneral Büyükanıt hakkındaki iddianamenin bunun bir parçası olduğu gibi mesnedsiz iddialara dayalı uçuk bir tez savunuluyordu.
Bu teşhisin Türkiye'nin ve AKP'nin gerçeğini yansıtmadığını izaha bile gerek görmüyorum. Ama başka bir şeyleri izah etmekte yarar var.
İlk baştan şunu belirteyim: Aslında bu pek de önemli bir yazı değil. Washington Times, Washington Post veya New York Times kadar etkili bir gazete değildir. Frank Gaffney de öyle kayda değer bir yorumcu sayılmaz. Bu makalenin Washington'daki genel havayı yansıttığını düşünmek büyük bir yanılgı olur.
Ama bu makalenin ardındaki zihniyeti hiç önemsememek de başka bir yanılgı olur. Özellikle hükümetin ve AKP çevresinin "nedir bu İslamofaşizm yaygarasının aslı" diye düşünmesinde fayda var.
Çıkış Yeri Türkiye
Bu düşünceye katkıda bulunmak için, epeydir kulağıma gelen bir gerçeği belirteyim: Frank J. Gaffney'nin makalesinde dile getirdiği, daha önce de yine ABD'deki bazı yorumcular tarafından ileri sürülen "AKP Türkiye'yi gizlice otoriter bir İslamcı rejime hazırlıyor" şeklindeki komplo tezinin çıkış yeri, sanıldığının aksine Washington değil; Ankara ve İstanbul!.. Gazetecilik deyimiyle, bu, "Türkiye mahreçli" bir komplo teorisi...
AKP iktidara geldiğinden beridir, bu partiye ideolojik nedenlerle düşman olan bir kısım çevreler, Washington'daki düşünce kuruluşlarını, gazeteleri, dergilerin kapısını aşındırıp "aman sakın bunlara kanmayın, Taliban'dan farkları yok, devleti ele geçirip sonra gerçek yüzlerini gösterecekler" diye telkinde bulunuyor.
Aynı çevreler, sadece AKP'ye değil, ABD'de "Türk İslamı" olarak ilgi toplayan dini hareketlere karşı da "aman bunlara kanmayın, Usame Bin Ladin'den daha tehlikeliler" diye propaganda savaşı yürütüyorlar.
ABD'de İslam'a karşı zaten önyargılı ve hatta düşmanca yaklaşan bazı kalemler var. Ama böyle olmayanlar bile, sözkonusu "militan pozitivist Türk propagandacılar"dan etkileniyor. Çoğu Amerikalı için Türkiye 6000 mil ötede bilinmeyen bir ülke. Türkiye'deki kavramların gerçek anlamından bihaberler. Örneğin İmam-Hatip okullarını Pakistan'ın ücra köşelerindeki medreseler gibi zannedenler var. Türkiye'den ağzı laf yapan birileri de gidip bunlara "dincilerin eğitim yuvaları olan İmam Hatipler Türkiye'yi sardı, İslamcılar bu okullarda militan yetiştirip devlete sızdırıyor" deyince, buna inanıyorlar.
Kısacası "İslamofaşizm" söyleminin içinde önemli rolü bulunan "İslamofobi" (İslam korkusu), sadece Batı'dan doğuya doğru akan bir "Ortanyalizm" değil. Doğu'nun kendi içindeki "kendi kültüründen edenlerin" üretip Batı'ya pompaladığı bir "İslamofobi" de var. Dahası bu "yerli malı İslamofobi", Batı'dakinden daha şiddetli. Batı'da "İslamcı tehlike" diyenlerin kast ettiği silahlı militanlar; Türkiye'dekilerin kastı ise başörtülü üniversite öğrencileri... Amerika'da İslami tarikatlar, örneğin Nakşibendiler, siyasi radikalizm yerine ibadet ve zikre odaklı oldukları için, saygı ve takdir görüyorlar; Türkiye'de ise "tarikatçılık" adeta bir hakaret ifadesi...
Yerli Malı İslamofobi
Sözkonusu "yerli malı İslamfobi"nin dış dünyada uyandırdığı yankılar karışında AKP'nin bir şeyler yapması iyi olur. Doğru anlaşılmaya ve dolayısıyla kendilerini daha etkili anlatmaya ihtiyaçları var. AKP'lilerin, söyledikleri sözlerin Batı'da nasıl anlaşılacağını da hesaplamaları gerekiyor.
Bu ise sadece AKP için gerekli partizan bir siyaset değil. AKP hükümeti şu an Türkiye'yi AB sürecinde ilerlettiği, daha fazla demokrasi, özgürlük ve serbest piyasaya taşıdığı için, hükümetin doğru tanınmaması, tüm Türkiye için önemli. Hükümetin kuşkusuz hataları var ve bunların eleştirilmesi gerek, ama onun "İslamofaşist" diye karalanması, Türkiye'yi yeniden Milli Birlik Komiteleri'nin veya post-modern darbelerin demir yumruğu altına almak isteyen Jakoben bir azınlıktan başka hiç kimsenin işine yaramaz.