Türk tarihinde bozkır göçebeliği, Arap tarihinde Bedevilik büyük rol oynadı. İslam'dan sonra iki kavim de yerleşik medeniyete yöneldi; şehir, cami, medrese, mahkeme ve devlet gibi yerleşik kurumların yanında mezarlık mimarisi ve türbe gibi yerleşik kurumlar da gelişti. Bizde göçebeliğin tasfiyesine Selçuklular başladı, Osmanlılar tamamladı.Gerçekten de - o dönemin başka edebi eserlerine kıyasla çok zayıf bir örnek olan "Orhun Anıtları" dışında - İslam öncesi Türkler'in hiç bir kayda değer edebiyatı, mimarisi, sanatı yoktur. Bu medeniyet unsurları, ancak Türkler'in İslam'ı kabul etmesiyle birlikte başlar. Başta Kur'an olmak üzere "yazı temelli" bir medeniyet olan İslam, Ortadoğu'daki diğer barbar kavimleri medeniyete taşıdığı gibi, Türkler'i de aydınlatmıştır. Bu önemli konuyu, bir zaman sonra daha detaylı olarak işlemeyi planlıyorum...
Din Ve Medeniyet Üzerine Bir Kaç Tespit
Tüm okuyucuların Kurban Bayramını tebrik ederim.
Bugün Türk basınından iki yazı önereceğim. Birisi, Milliyet yazarı Hurşit Güneş'in "Dinle Kalkınma İlişkisi" başlıklı makalesi. Sayın Güneş, Türkiye'de bir kesimde hayli yaygın olan, bu sitenin bazı okurları tarafından da paylaşılan "dinin toplumları geri bıraktığı" efsanesinin neden yanlış olduğunu örnekler vererek anlatmış.
Yine Milliyet'te, Taha Akyol'un sütununda ise, Suudi Arabistan'ın resmi mezhebi olan Vahabilik ile "Osmanlı İslamı" arasındaki farka vurgu yapan önemli bir makale var. Akyol, "Türkler'in İslam öncesinde daha ileri bir medeniyete sahip olduğu" şeklindeki uydurma tarih tezinin de geçersizliğine işaret ederek şöyle demiş: