Güneş Kültü
10 Kasım dolayısıyla Atatürk'ü yeniden anan Türk medyasında, onun büyüklüğü ve önemi konusunda yapılan sağlıklı yorumların yanında irrasyonel bir "Atatürk fetişizmi" de dikkat çekiyor. Örneğin Vatan gazetesi başyazarı Güngör Mengi, "O Hep Güneşimiz" diye başlık atmış. Yazısında Atatürk'ü "harika adam", yaptıklarını "mucizeler" olarak nitelemiş ve "Mustafa Kemal, bu milletin en karanlık günlerine doğmuş bir güneştir" demiş.
Atatürk'ü rasyonel bir şekilde değerlendirme imkanı bırakmayan bu "ululaştırma" yaklaşımının neden yanlış olduğunu, "Tabularla Nereye Kadar? [Tarihsel Atatürk'ü Keşfetmek]" başlıklı yazımda ele almıştım. Tekrara gerek yok.
Ancak Sayın Mengi'nin Atatürk için yaptığı "güneş" nitelemesine değinmeden geçemeyeceğim. Eğer günümüz dünyasına bakarsınız, Türkiye dışında, bir siyasi lider için "güneş" tanımlaması yapılan tek bir ülke daha olduğunu görürsünüz: Kuzey Kore. Ülkenin kurucu diktatörü Kim Il Sung ve oğlu Kim Jong Il resmi söylemde "Kore halkının üzerine doğan güneş" olarak tanımlanır, çocuklara "Büyük General Kim Jong Il Bizim Güneşimizdir" şarkısı öğretilir, bu inanç dev posterlerde ve stadyum gösterilerinde görsel düzeyde pekiştirilir.
Bu benzerlik kuşkusuz Atatürk'ün Kim Il Sung veya Kim Jong Il gibi bir diktatör olduğunu göstermez - öyle değildir zaten. Ama Türkiye'deki bazı insanların zihin yapısının, Kuzey Kore'deki "güneş kültü"nün inananlarına oldukça paralel olduğunu gösterir. Ne yazık bu "kült" ve onun müminlerinin kendileri gibi düşünmeyenler üzerinde kurdukları veya kurmak istedikleri despotizm, onyıllardır Türkiye'nin önemli bir problemi olmaya devam ediyor.